Çoğu zaman bağımlılık ve alışkanlık kavramlarının bir arada kullanılabildiğine veya alışkanlık kavramının bilhassa bağımlılık kavramı yerine geçebildiğine denk geliriz. Hatta bu ikame kullanım kötü alışkanlıkların birer bağımlılık olduğu yanılgısına kapılmamıza sebep olabilir. Ancak bu noktada sorgulamamız gereken önemli bir soru akıllarımıza gelmeli: “Her kötü alışkanlık birer bağımlılık mıdır?”
Bağımlılık, bir maddenin kullanımının veya davranışın sergilenmesinin gittikçe artan miktarlarda ihtiyaca dönüşmesi ve kişinin bu durum karşısında geliştirdiği tolerans sonucu, günlük rutinlerini aksatmasına neden olabilecek, yoksunluk semptomlarının eşlik ettiği bir durumdur. Alışkanlık ise bireyin hayatında düzenli olarak yer alan ve belirli durumlarda sürekli sergilenen davranışlardır. Alışkanlıklarımız eğitim yoluyla kazandığımız ve kişilik gelişimimizde önemli rol oynayan, bilinçli otomatik tepkilerimizi içermekteyken; bağımlılık kişinin haz verene karşı giderek artan miktarda duyduğu arzuyu ifade etmektedir. Tam bu noktada yol ayrımını verebilecek önemli bir ayrıntıdan söz edebiliriz. İrade kontrolü. Bireyde alışkanlık gelişirken ve geliştikten sonra bilinçli eylemlerden söz edilebilecekken bağımlılık öncesi her ne kadar bilinç varsa sonrası için bağımlı bireyin hissettiği yoksunluk var olan iradesinin kontrolünü sağlayamadığını ifade etmektedir.
DSM-V tanı ölçütleri başvuru elkitabına göre belirlenmiş bağımlılık değerlendirme kriterlerinin alışkanlık kavramının kapsadığı; “eğitim yoluyla kazanılan”, “bilinçli otomatik tepkiler”, “kişiliğe yansıma” durumları için geçerli olmadığını söyleyebiliriz. Bu durumda evet, bağımlılık nörobiyolojik ve nöropsikolojik açıdan problemli bir davranıştır ancak bağımlılığın izafi “kötü alışkanlık” tanımlaması yerine göre yetersiz kalmaktadır.
Alışkanlıklarımızın günlük hayatımızı kolaylaştırması, bağımlılıklarımızın sağlıklı ve bilinçli kullanım düzeyine indirgenerek bizleri acizlik hissinden kurtarması dileğiyle.
Şeyma ÇAKİOĞLU
REFERANSLAR
DSM, A. P. B. (5). Tanı Ölçütleri Başvuru El Kitabı, Çeviren: Prof. Dr. Ertuğrul Köroğlu.
Orhan, R. Alışkanlık. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7(2), 301-316.
Uğurlu, T. T., Şengül, C. B., & Şengül, C. (2012). Bağımlılık psikofarmakolojisi. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 4(1), 37-50.
Korkmaz, Ö., & Korkmaz, Ö. (2019). Ortaokul öğrencilerinin oyun bağımlılık düzeyleri, oyun alışkanlıkları ve tercihleri. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 20(3), 798-812.
Bağımlılık ve alışkanlık kavramları, günlük hayatta bazen birbirlerinin yerine kullanılsa da aslında birbirlerinden önemli bir noktada ayrılan iki farklı kavramdır. Bu önemli nokta ise, bağımlılık durumunun bireyi muhtaçlık hissine sürükleyerek o ihtiyacı karşılamak için verilen zihinsel ve fiziksel zararlı tepkilere yol açmasıdır; alışkanlık ise bir ihtiyaçtan ziyade istekle gerçekleşen ve tekrarlar sonucu rutin bir hale dönüşmesiyle sürdürülen eylemleri kapsamasıdır. Alışkanlıklar da kendi içinde ikiye ayrılır: iyi ve kötü alışkanlıklar. Aslında bu ayrım, bireye olumlu etkisi olan alışkanlıklar ve olumsuz etkisi olan alışkanlıklar olarak da yapılabilir. Bireyi güvende hissettiren, bireyin günlük rutininin bir parçası olan ve bireye ne fiziksel ne de zihinsel bir zarar vermeden keyif veren alışkanlıklar olumlu etkiye sahiptir. Olumsuz etkiye sahip alışkanlıkların ise altında yatan temel sebep sınırın aşılmasıdır. Sınır aşıldığı an mevcut alışkanlıkların bir bağımlılığa dönüşmesi de muhtemeldir. Bağımlılık bireye, o bağımlılığın kaynağı olmadan yaşayamayacak gibi hissettirir, alışkanlık ise iradeye bağlıdır; bir eylem belli bir süre tekrarlandığında nasıl alışkanlık haline geliyorsa bu eylem tekrarlanmadığında da bırakılabilir. Bağımlılık ve alışkanlık arasındaki farklardan biri de budur; birey bağımlılıktan, bağımlılığın türüne göre mevcut terapilerle ve çevrenin yardımıyla kurtulabilirken devam ettirdiği bir alışkanlığın olumsuz etkilerini fark eden birey bu alışkanlıktan zorlayıcı da olsa kendi iradesiyle kurtulabilir. Bağımlılık hayatın gidişatını bozan ve bireyin günlük ihtiyaçlarını yerine getiremeyecek seviyede etkileyen bir hastalıktır, alışkanlık rutinde kalmayı sağlar, sınırları belirlenip bu sınırlar içinde kalındığında hayata düzen getiren ve keyif veren eylemlerdir.
Ayşe Nur DOĞDU
REFERANSLAR
Aktan, E. (2018). Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Medya Bağımlılık Düzeylerinin Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi. Erciyes İletişim Dergisi , 405-421.
Orhan, R. (2017). Alışkanlık. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi , 301-315.
Bağımlılık literatürde ‘’ahlaki ve ruhsal durum’’ (Dalrymple, 2006, p. 6); ‘’ poverty of the spirit (ruhun yoksulluğu)’’ (Alexander, 2010, kitap başlığı); ‘’bir tür acizlik hissi’’ (Dodes ve Dodes, 2014, p. 136); ‘’aşırı arzu’’ (Orford, 2001, p. 2); ‘’kötü bir alışkanlık’’ (Peele, 2004); ve ‘’duygusal tatmin arayışı’’ (Peele & Thompson, 2015, p. 91); ‘’seçim yapma bozukluğu (Heyman, 2009, book title); ‘’tekrarlayan kronik beyin hastalığı’’ (Volkow, 2010, p. 5) olarak tanımlanmıştır. Pycroft (2015a) bağımlılığı ‘’karmaşık uyum sistemi’’ (p. 57) olarak tanımlamıştır. Miller and Rollnick’e (2012) göre ise bağımlılık esasında motivasyon sorunudur (akt. Van Wormer ve Davis, 2016).
Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre alışkanlık iç ve dış etkilerle hep aynı biçimde gerçekleşmesi sonucu beliren şartlanmış davranıştır. Orhan’a (2017) göre alışkanlıklar insanların hayatları boyunca var olup düzenli ve sürekli bir biçimde kendini gösteren ve öğrenme yoluyla edinilen davranış türleridir. Yani alışkanlıkta rutine binmiş davranışlar bulunurken bağımlılıkta bir alışkanlık üzerindeki kontrol kaybı söz konusudur denilebilir.
Berfin ÇELİK
Referanslar
Alışkanlık. (t.y.). Türk Dil Kurumu Sözlükleri (14/03/2022), https://sozluk.gov.tr/
Orhan, R. (2017). Alışkanlık. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7 (2), 301-316.
Van Wormer, K. ve Davis, D. R. (2016). What is Addiction? Addiction treatment (4. Baskı) içinde (5-12). Boston: Cengage Learning.
Joe Dispenza’nın tanımıyla alışkanlık bedenin bilinçli zihinden daha iyi hatırlaması durumudur(1). Var olan tanımları incelediğimizde tekrar yoluyla, haz alınan ve ya mutlu hissedilen belirli eylemlerin zihin bellek uyumu dâhilinde sonradan kazanılan davranışlara dönüşmesi de diyebiliriz alışkanlıklara(2). Hayvanlarda da var olduğu aktarılan bu davranışlar (örneğin kedilerin kumlarının yeri değiştiğinde eski yerlerine işemeleri) doyum sağlama insanlarda büyük bir risk haline gelebilirler. Çünkü bu davranışları bırakmak kazanmaktan daha zor bir hal alabilir(3).
Bahsettiğimiz bu risk hali “bireyin herhangi bir madde veya alışkanlığa fiziksel ihtiyacı giderme ya da tedavi amacı olmadan aşırı şekilde eğilim göstermesi” olarak ifade edilen bağımlılık durumudur(4). Birey bu noktada fiziksel ve ruhsal sağlığı ile sosyal hayatına zarar veriyor olmasına rağmen bu eylemi tekrarlamaya dair istek duymaktadır(5). Bağımlılık kavramı ise iki başlık altında incelenebilmektedir; maddesel(kimyasal) ve davranışsal bağımlılıklar. Madde bağımlılığı, Dünya Sağlık Örgütüne göre psikoaktif özellik taşıyan maddelerin tehlike arz edecek ve sağlığı bozacak şekilde kullanılmasıdır(6). Davranışsal bağımlılıklarla arasındaki farklara bakarsak; davranışsal bağımlılıkta bireyler sadece bir eyleme bağımlı, takıntı durumu ve düşünce yapıları daha kompleks yapıda ve hastalıklarını daha zor kabul etmekte olduğu bildirilmiştir(7,8).
Kendi içerisinde döngüye girebilen bu süreçte uzun süreli tedavi ve izlem stratejileri oluşturmak gereklidir(9). Daha öncesinde önleyici çalışmalar ile bu farkındalığı kazanmak ve kazandırmaya çalışmak ise hem birey hem toplum için çok önemlidir.
Beyza Gül AŞKIN
REFERANSLAR
-
Dispenza, Kendiniz Olma Alışkanlığını Kırmak, s. 75.
-
Ahmet Cevizci, Felsefe Sözlüğü, Paradigma Yayınları, İstanbul, Ekim 2002, s. 44.
-
Baymur, Genel Psikoloji, s. 108.
-
Topan, A. , Kuzlu Ayyıldız, T. , Özsavran, M. & Mutlu, B. (2020). İlkokul Öğrencilerinin Bilgisayar, İnternet Kullanımı ve Bilgisayar Oyunları Hakkındaki Düşünceleri . Çocuk Dergisi , 20 (1) , 20-26
-
Yıldırım, B., Engin, E., ve Yıldırım, S. (2011). Alkol ve madde bağımlılarında yalnızlık ve etki eden faktörler. Journal of Psychiatric Nursing, 2(1), 25-30.
-
https://sbu.saglik.gov.tr/Ekutuphane/kitaplar/maddebagimliligi.pdf (Son Erişim Tarihi 14.03.2022)
-
Özkorumak, E., ve Tiryaki, A. (2011). Davranışsal bağımlılık olarak kontrol edilemeyen satın alma davranışı. Psikiyatride Derlemeler, Olgular ve Varsayımlar, 5(1-3), 14-18.
-
Savcı, M., ve Aysan. F. (2017). Teknolojik bağımlılıklar ve sosyal bağlılık: İnternet bağımlılığı, sosyal medya bağımlılığı, dijital oyun bağımlılığı ve akıllı telefon bağımlılığının sosyal bağlılığı yordayıcı etkisi. Düşünen Adam, 30(3), 202- 216.
-
Dennis M, Scott CK (2007) Managing addiction as a chronic condition. Addict SciClin Pract, 4: 45–55.
Bağımlılık olumsuz durumların varlığına rağmen madde kullanımıyla örnek gösterilen kontrol dışı davranış mekanizmalarıyla karakterize edilir. Bağımlılığın patofizyolojisinde genetik, çevresel faktörler iç içedir. (Philibin ve Crabbe, 2015:410). Uyaranlarla öğrenilen alışılmış tepkiler, davranışta esnekliğe imkan oluşturan gündelik hayatın sürdürülmesini sağlar. Bağımlılığın kesin oluşunda bu türden bir kullanımın olumsuz sonuçlarının varlığına rağmen madde kullanımı sürdürülmektedir. Madde kullanımının olumsuz sonuçları bilinmesine rağmen devam edilmesi bu davranış biçimleri devam eder. Bu sebeple bağımlılık kısmi olarak tekrarlanan madde kullanımı başlangıçta amaca yönelik faaliyet iken pekiştirici öğrenme süreci sonucunda alışkanlığa dayalı bir sürece dönüşen durumdur. (Belin, Belin-Rauscent, Murray ve Everitt, 2013; Belin, Jonkman, Dickinon, Robbins ve Everrit, 2009). Alışkanlıklar, çevresel durumlar veya uyaranlar veya bağlamlar tarafından ortaya çıkarılan uyaran-tepki yolunun temsilleridir. (Robbins, T. W., & Costa, R. M. :2017;60). Bağımlılık ve alışkanlık arasındaki en önemli ayrım bağımlılıkta yer alan beynin dopamine yani ödül sistemi mekanizmasının varlığıdır. Bu mekanizmaya göre haz duyulan madde veya bağımlılık yapıcı nesneye karşı bireyin dopamin salgısı artar ve zevk veren bu mekanizmada kişi gittikçe daha yüksek dozlara duyarlı hale gelir. Bu farkta seçim gücü ön plana çıkmakta olup bireylerin bağımlılıkta bu durumunun baskılanmış olması alışkanlıkla ayırt ediminde kullanılabilmektedir.Dolayısıyla uzmanlar alışkanlığın büyük ölçüde seçime dayalı olduğu bağımlılığın ise nörolojik ve biyokimyasal süreçlerden etkilendiği görüşü üzerinde durmuşlardır. Bireylerin bağımlılık davranışları incelendiğinde sürecin basit bir zevk alma odaklı alışkanlığa dönüştüğü ardından kontrol kaybı ile beraber bağımlılık düzeyine ilerlediği gözlemlenmiştir.
Elif UCA
REFERANSLAR
Grant, J. E., & Chamberlain, S. R. (2016). Expanding the definition of addiction: DSM-5 vs. ICD-11. CNS spectrums, 21(4), 300–303. https://doi.org/10.1017/S1092852916000183
McKim, Theresa H.; Bauer, Daniel J.; Boettiger, Charlotte A. (2016). Addiction History Associates with the Propensity to Form Habits. Journal of Cognitive Neuroscience, (), 1–15. doi:10.1162/jocn_a_00953
Robbins, T. W., & Costa, R. M. (2017). Habits. Current Biology, 27(22), R1200–R1206. doi:10.1016/j.cub.2017.09.060
Alışkanlık her gün küçük küçük yaptığımız ve bunun sonucunda istenilen hedefe ulaşma becerisidir. Alışkanlık olumlu davranış kazanabilme yetisidir. İnsanı zihinsel bedensel olduğu gibi toplumsalda etkilemektedir. Örneğin; başka bir toplumdan olan veya farklı dine inanan insanları yadırgama öğrenilmiş bir alışkandır.
Bağımlılık kişiye zarar veren bunun bilince veya bilincinde olunmayan belli bir süre sonra vazgeçilmesi zor olan eylemler silsilesidir. Kişinin rehavete kapılıp kendisini kandırması durumudur. Örneğin; kişi her gün aynı saatte belli bir yere gidiyor olsun ilk gittiği gün erken gittiğini fark edip sonraki gün geç çıksın evinden. Olması gereken saate orada olamadığını fark edip evden çıkış saatlerine önem vermezse her gün geç kalması kaçınılmaz bir sondur ve gün geçtikçe saatini ayarlamak zorlaşacaktır.
Alışkanlık ile bağımlılığı ayıran o ince çizgi akıldır. İkisi de ister, haz duyar Alışkanlıkta devreye akıl ve sabır girer sonunda kişi önemli ölçüde mutluluğa varır, başarıyı hisseder. Bağımlılıktaysa kişi önce merak edip dener kısa süreli hazları mutluluk zanneder ve devam eder.
Helin BİNGÖL
REFARANSLAR
Akbaş, O. (2008). Değer eğitimi akımlarına genel bir bakış. Değerler Eğitimi Dergisi, 6 (16), 9-27.
Akbari, M. (2008). 13 Dinge die man beachten sollte wenn man sein Verhalten ändern will, Erişim: [https://mosworld.wordpress.com/tag/diplomarbeit/], Erişim tarihi: 28.09.2015.
Günlük hayatta birbirlerinin yerine kullanılan aslında birbirlerinden farklı olan bağımlılık ve alışkanlık kavramları, bağımlılığın bireyi muhtaçlık hissine sürüklemesi ve o ihtiyacı karşılamak için zihinsel ve fiziksel zararlı tepkilere yol açmasıyla alışkanlıktan ayrılır. Bağımlılık, kullanılan maddeyi elde etmeyi amaçlayan, tekrarlayan ve sonrasında bu amaç olmadan gerçekleştirilen rutinlerdir. İkincisi davranışsal bağımlılıklardır. Bunlar obsesif kompulsif bozukluk (OKB), kompulsif harcama (kumar dahil), aşırı yeme (bulimia), hiperseksüalite (düz veya sapkın) ve kleptomaniyi içerir ( Marks, 1990). Diğer bir tanımda ise bağımlılığın hedeflenmemiş ve kısmen etkili yöntemlerle önlenebilir ve tedavi edilebilir yaygın bir psikiyatrik hastalık olduğu ve hem çevre hem de genlerle modüle edilen seçimlerle meydana geldiği açılanır.( Goldman, 2005).
Alışkanlık, aynı davranışları tekrar eden bağlamlarda tekrarlama eğilimi (Wood, Rünger, 2016); tutarlı bağlamlarda davranışın tekrarı yoluyla gerçekleştirildiği çevresel ipuçlarına verilen otomatik bilinçli davranışlardır ( Lally, Gardner, 2013)
Hümeyra DURU
Referanslar
Marks, I. (1990). Behavioural (non‐chemical) addictions. British journal of addiction, 85(11), 1389-1394.
Goldman, D., Oroszi, G. & Ducci, F. Bağımlılıkların genetiği: genleri ortaya çıkarmak. Nat Rev Genet 6, 521-532 (2005). https://doi.org/10.1038/nrg1635
Wood, W. ve Rünger, D. (2016). Alışkanlık psikolojisi. Psikolojinin yıllık incelemesi , 67 , 289-314.
Lally, P. ve Gardner, B. (2013). Alışkanlık oluşumunu teşvik etmek. Sağlık psikolojisi incelemesi , 7 (sup1), S137-S158.
Bağımlılık genel olarak bireyin yaşamını her yönden olumsuz etkileyen bir bağlılık durumu şeklinde tanımlanırken, alışkanlık daha çok günlük hayatta rutin olarak yaptığımız ve bağımlılığın tersine, hayatımızı genel olarak olumsuz bir şekilde etkilemeyen davranışlardır. Bir davranışın bağımlılık olarak adlandırılması için, o davranışın bireyin yaşamında bir devamlılığa sahip olması ve can alıcı kriter olarak, bireyin hayatının her açısından işlevselliğini etkilemesi gerekmektedir. Bu noktada bağımlılık davranışının alışkanlıktan ayırılabilmesi için o davranışın fonksiyon bozucu özelliği olması gerekmektedir diyebiliriz.
Kitap okuma alışkanlığına sahip bir bireyin, bu alışkanlığı; kendini toplumdan izole etme, sosyal ilişkilerden kaçınma veya hayatını sürdürebilmesi için gerekli olan davranışları (yemek yeme, su içme, tuvalet vs.) aksatma yolu olarak kullanması, artık o alışkanlığın bir bağımlılık olması demektir. Bu sebeple halihazırda elimizde olan bir alışkanlığı, alışkanlık olarak devam ettirmek ve bağımlılık derecesine getirmemek, bizim bilişsel ve sosyal becerilerimize bağlıdır. Davranış bir bağımlılık olduktan sonra ondan kopabilmek ve normale, alışkanlığa çevirmek zor ve yorucu bir süreç olabilir.
Şevval Yudum TAN
REFERANSLAR
Aktan, E., 2018. Üniversite öğrencilerinin sosyal medya bağımlılık düzeylerinin çeşitli değişkenlere göre incelenmesi, Erciyes İletişim Dergisi, 5(4), 405-421.
Orhan, R., 2017. Alışkanlık: Türkiye’deki ortaokul öğrencilerinin beden eğitimi ve spor alışkanlıkları üzerine bir araştırma. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7(2), 301-315.